25 Eylül 2008

ev hayatında en sevdiğim müzik videoları (mim)

* aydan atlayan kedi, ev hayatında nelerden nefret ettiğimi sormuş... aklıma sadece su ya da elektrik tesisatının bozulması gibi şeyler geliyor. çok üşengecim ve "bekleyelim bakalım nasıl olsa geçer" diye düşünebileceğin türden sorunlar değil bunlar. bozulan bir kalorifer peteğinden sızan suyun halıyı çürütmesi, halıda bir mantar (bildiğin şapkalı mantar) oluşturması mümkündür bu hayatta. insani ilişkiler söz konusu olduğunda, odama bateri kurduğum için zamanında annemi deli ettiğimi hatırlıyorum; içip içip saçmalayarak ev arkadaşlarımı sinir etmişliğim çoktur. onlar da beni çıldırtırlardı mutlaka, saçmasapan şeyler yaparak. sonuçta, prensip haline getirdiğim, "bu beni deli eder" diyebileceğim ama "iyi de bu dediğin herkesi sinirlendirir" diye karşılanmayacak bir şey yok sanırım.

  deli profesör de "favori müzik videoları" mimini paslamış. (oldukça keyifli olan yazısına eklediği iki "berbat" müzik videosunu izlemeni tavsiye ederim; "hayatta neler var" klasmanında, kendi uç noktalarında (berbatlıkta) eminim sağlam yerdeler...) o halde hiç yoruma kaçmadan bir liste ve "bağlantılarla uğraşamam" diyen için (sen kaybedersin) altta red snapper - image of you:
 

 Red Snapper - Image Of You

devamını göster

04 Eylül 2008

kara delikler ve diğerleri

avrupa nükleer araştırma merkezi (cern) 10 eylül 2008 günü büyük bir deney yapacak ve gerçekçi bulunmayan(?) iddialara göre bu, dünyanın felaketi olacak: büyük hadron çarpıştırıcısı adlı parçacık hızlandırıcısındaki deneyde ortaya çıkacak kara delik ya da kuramsal parçacığın güzel gezegenimizi bir ateş topuna çevireceği, cork diye yutacağı iddia ediliyor ki insan anlamadığı bir alan (fizik) söz konusu olunca "hadi ya?" demeden edemiyor... hatta bu işten anlayanların "yok öyle bir tehlike" dedikleri yazıları okuduktan sonra bile içi tam olarak rahat etmiyor. bir de düşünsene: ertesi gün doğum günün!

yirmi küsür manyak fizikçinin dünyanın sonunu getirebilecek bir deneye kalkışması durumunda gözüm süpermen'i aramaya başlıyor. demem o ki, evet çok "çizgiroman" bir korku bu: en klişesinden, saçmasapan! yine de bunalıma giren, geceleri uyuyamayan vardır; kesin!

douglas adams yaklaşımıyla bakılırsa, bir fare(!) ya da deney alanında unutulmuş , oynanmış bir loto kuponu, aslında dünyayı yutmayı hiç de düşünmeyen bir karadeliği gaza getirebilir? o halde "bir haftadan az bir zamanın kaldı ne yaparsın?" sorusunu sorman gerekiyor kendine; galaksiler arası otostop yapmayı bilmiyorsan tabii...

çok isterdim ama ben bilmiyorum... üç beş günde de bu konuda kendimi yeterli düzeye getirmem olanaksız. peki ne yapardım? diyelim ki cern'de çalışan, uzaktan akrabam olan isveçli fizikçi beni aradı ve "öleceksiniz.. hepiniz öleceksiniz.. nıhahaha!" dedi! derhal lost senaristlerini arar ve olayları neymiş onu sorardım. "yuh! bu muydu!" diye telefonu kapadıktan sonra tüm eşe dosta ulaşır ve onları evime davet ederdim: "içkilerinizi kapıp bize gelin!". muhtemelen beş gün boyunca geyik yapar, film izler ve sürekli sarhoş kalmaya çalışırdım.

sekiz saniye önce düşündüm de, yılların geyiği olan bu soruyu "kalan azıcık zaman(!)" için bir eğlenceye dönüştürmek mümkün. uzun süredir "ben de bir mim başlatsam benim neyim eksik yahu" diye yutkunduğumu(!) da hesaba katarsak, işte şimdi tam zamanı üstelik belki de son şansım!

o halde, 10 eylül 2008 gününe kadar zaman kısıtlaması koşuluyla (eh.. öyle değil mi?) şu soruyu cevaplasınlar: "10 eylül günü gezegenimiz yok olacak diyelim; o güne kadar neler yaparsın?"
kimler: demo, cevval portakal (bir aydır yazmıyor gerçi), buzcevheri, mathy, aydan atlayan kedi ve zehirli örümcek (pil bitti dedin ama hadi bakalım...)

*görsel: superman

devamını göster