22 Ağustos 2017

yaşlı insanların kayıp yüzüklerini bulan havuçlar

aslında şöyle söylemek gerek; yaşlı insanların kayıp yüzüklerini bulan havuçları bulan yaşlı insanlar... zira belki binlerce, milyonlarca havuç, şu anda, yıllar önce kaybedilmiş ancak "buldum benimdir" ilkesiyle sahiplendikleri yüzüklere sıkı sıkı sarılmış, bir gollum edasıyla kendilerinden geçmiş, toprak altında gizleniyor olabilirler; diğer havuçların kıskançlık, imrenme ya da hayranlık dolu bakışları altında...

belki bazı havuçlar, sırf yüzüklerine güvendiklerinden, kendilerini kraliçe havuç ilan etmişlerdir:
- pişt...
- ne?
- sen bundan sonra işçi havuçsun.
- ne?
- ben bu bahçenin kraliçe havucuyum belli oluyordur sanırım.
- diyorsun... ne yapmamı bekliyorsun?
- onu düşünmedim daha; soran olursa işçi havucum ben dersin...
- işçi havucu mu işçi havuç mu?
- küstah!
- o şey beynine c vitamini gitmesini engelliyor sanırım...
- fazla konuşma da yakınında iri yarı bir havuç varsa söyle; emrimdir, bundan sonra savaşçı havuç olacak!
- yok yanımda kimse; ama görürsem söylerim.
(...)

ancak konu onlar değil; konu, kaçarken yakalanan sinsi havuçların ya da "bi' yüzük buldum, yüzük kaybeden var mı!" diye bağırıp duran dürüst havuçların ya da uzunca bir süredir çevresinden bir heimlich manevrası bekleyen ancak teknik ve doğal nedenlerden ötürü bir türlü boğazında düğümlenmiş yüzükten kurtulamayan telaşlı havuçların gün ışığına, bellerindeki ya da boğazlarındaki yüzüklerle çıkarılmış olmaları.




işte bazı örnek olaylar:

lena paahlsson, üzerinde yedi taş elmas bulunan yüzüğünü, kaybettikten 16 yıl sonra, bahçesinde, topraktan söküp çıkardığı havuçta bulmuş. ne şaşkınlık dolu bir mutluluktur!

otto theer, evlilik yüzüğünü, kaybettikten üç yıl sonra, yine bahçesindeki bir havucun üzerinde bulmuş; bir gün bulacağımı biliyordum, demiş. yüzünde mutluluğa batırılmış bir sırıtış ile; kahraman (ya da hırsız; bunu asla kesin olarak bilemeyiz) havuç ile bir hatıra fotoğrafı bile var.

son olarak mary grams, kaybettiği evlilik yüzüğünü 13 yıl sonra, evet, bahçesinden çıkan bir havucun üzerinde bulmuş.



kaynak:

lena paahlsson
otto theer
mary grams

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder